Selam lezbiyen sex hikaye tutkunları. Fakültede öğrencilik yıllarındayken bir çok çılgınca şeyler yaptım. O kadar özgürlüğüme düşkün biriydim ki ailemle aynı şehirde oturmama rağmen haftada sadece bir kaç gün ailemler kalır diğer günlerdede arkadaşların evinde yaşardım. Bazı haftalar inanın eve uğramadığım bile oluyordu. O yıllarda en yakın arkadaşım olan simge ile aramızda anormal bir yakınlaşma olmuştu. Yani lezbiyen ilişki ile ilgili aşırı bir isteğim olmasada simge ile bir kaç defa ilişkiye girmiştik ve gerçekten inanılmaz dakikalar yaşamıştım her seferinde. Aradan yedi sekiz yıl falan geçti ve ben 2013 yılının ağustos ayında evlendim. En yakın arkadaşım olan simgeye de davetiye gönderdim ama yurt dışında akrabaları ile beraber olduğu için düğünüme gelememişti. Geçtiğimiz aylarda simge ile tekrar karşılaştık ve sizlere yazacağım hikayem yıllar sonra simge ile aramda geçenleri anlatacak :).
Aslına bakarsanız kocasını aldatan kadınlar başlığı adı altında yargılanan bir kadın olabilirmiyim bilemiyorum ama simge ile yıllar sonra tekrar lezbiyen sex ilişkisine girmek bende kocama karşı bir suçluluk hissettirmedi. Yani kocasını aldatan kadınlar genelde erkeklerle bu işi yaptıkları için bilemiyorum yani bu düşünce biraz olsun içimi rahatlatıyor. Gerçi kocama aşığım, onu başka bir erkekle aldatmam ama simge ile tekrar görüşsek muhtemelen yine arzularıma karşı koyamam diye düşünüyorum. Tekrar o güne, simgenin geldiği güne dönecek olursak; Akşam üzeri saat sekiz civarı telefon çaldı, detaylı olarak tarih veya saat yazmıyorum gerek görmediğim için. Telefonda arayanın simge olduğunu saniyeler sonra anladım çünkü bende numarası yoktu, telefonu açarken arayan numaranında yabancı bir numara olması hani olurya ücretsiz hatlardan arayıp reklam yaparlar, işte öyle bir düşünceye itmişti.
Simgenin sesi zaten zar zor geliyordu o yüzden bir kaç saniye tanımakta güçlük çektim ama telefonu kapatıp tekrar aradığında bu defa sesini tam almış ve karşımdaki kişinin simge olduğunu anlamıştım. Aradığına o kadar sevinmiştim ki telefonda saatlerce sohbet ettik ve geçmiş günlerden, içerisinde bulunduğumuz hayatlarımızdan uzun uzun söz ettik. Saatlerce süren sohbetin sonrasında simge “oraları çok özledim, bir kaç güne kadar gelmeyi düşünüyorum, misafir olarak kabul eder misin” diye sorduğunda sevincim ikiye katlanmıştı resmen. O sohbet sırasında ve sonrasında misafir olarak geleceğini söylediğinde bir an bile aklıma simge ile yaşadığımız sex anılarımız gelmemişti ama telefonu kapatıpta kocam “simge kim, şu düğününe gelmeyen en yakın arkadaşın mı” diye sorduğunda birden o geçmiş günler gözümün önüne geliverdi.
Kocama bir süre simgeden bahsettikten sonra yatağa geçtiğimde uyuyana kadar dakikalarca simgeyi düşündüm, simgeyi ve karşılıklı orgazm olduğumuz o çılgınca günleri. O gece onları düşünerek uykuya daldım ve iki gün sonra tekrar telefonu gelene kadar neredeyse her dakika yaşananları düşünmeye devam ettim. Simge aradığında uçağa bindiğini ve ineceği saati söylemişti, onu almak için havaalanına gidecektim ama ineceği saat bizim mesai saatlerine denk geldiği için önce şirketten izin aldım ve doğruca havaalanına giderek simgeyi beklemeye başladım. Beş altı saatlik bir ucaç yolculuğundan sonra uçağının piste indiğini öğrendiğim an kalbim öyle derinden çarpıyordu ki lezbiyen sevgilim simge ile yıllar sonra tekrar karşılaşacaktım. Yani o an buna inanmak çok güç geliyordu ve nasıl anlatsam bilemiyorum fakat rüyada gibi birşeydim adeta.
Sonunda simgeyi karşıdan bana doğru yaklaşırken gördüğümde yıllar geçmesine rağmen güzelliğinden, çekiciliğinden hiç birşey kaybetmemiş olduğunu gördüm. Onu beklediğim yer biraz kalabalık olduğu için o beni hemen görememişti ama bir süre sonra elimi falan sallayarak kendimi ona gösterdim. Gülerek yanıma geldi, daha ilk saniyeler birbirimize öyle bir sarılmıştık ki bu sarılma belki bir belkide iki dakika sürmüş olabilir çünkü uzun uzun sarılıp birbirimizi doya doya koklamıştık. Her zaman olduğu gibi teni çok yumuşak ve bakımlıydı. Sıkı sıkı sarılmanın ardından çantalarının bir kısmını alarak arabaya havaalanından çıktık ve arabama ilerledik. Yıllarca konuşacak o kadar çok şey birikmiştiki arabada uzun uzun sohbetlere dalmıştık. Bir saat kadar süren araba yolculuğumuz boyunca ne o nede ben hiç susmadan sürekli birşeylerden söz edip durduk.
Sonunda eve vardığımızda önce simgeye giyecek birşeyler hazırladım ve ona kalacağı odayı göstererek yerleşmesini söyledim. Odasına gittikten sonra onun kıymalı makarnayı çok sevdiğini bildiğim için hazırlıklara başlamıştım ama acaba hala seviyormuydu. Bunu öğrenmek üzere odasına gittim ve eski alışkanlıklar kolay kolay unutulmaz derlerya hiç kapıyı falan çalmadan direkt olarak içeri dalıverdim. Tam kıyafetlerini çıkartırken onu iç çamaşırları ile yakalamıştım. Hem o hemde ben çok rahattık ama içim bir tuhaf olmuştu. Yıllar sonra simgeyi yine iç çamaşırları ile karşımda görmek beni tahrik etmişti diyebilirim. Pek fazla hislerimi belli etmeden “kıymalı makarna yapacağım, hala en sevdiğin yemek o değil mi?” diye sordum. Gülümseyerek yanıma geldi ve boynuma kollarını dolayarak “en sevdiğim o evet ve seni görmek o kadar güzel ki yıllar sonra yine eski günlerdeki gibi” dedi.
Üzerinde sadece iç çamaşırlarının olması ve belli etemediğim azgınlığımdan dolayı bende kollarımı ona doladım ve vücudunu belli belirsiz okşayarak sıkı sıkı sarıldım. Ardından tekrar mutfağa geçerek yemek hazırlamaya devam ettim. Çok geçmeden kocamda eve geldi ve simgeyle tanıştırdıktan sonra yemek masasına geçerek akşam yemeğimizi yemeye başladık. Yemekte bitmeyen sohbetlerimize devam ederek kocama sürekli simgeyle yaşadığımzı günlerden söz etmeye başladım. Bir yandan ben bir yandan simgenin hikayeleri bitmiyordu ama örneğin gündüzüne yaptıklarımızdan söz ediyor gece girdiğimiz ilişkilere hiç değinmiyorduk. Bu durumlarda birbirimize bakarak o ateşli ilişkilerimizi düşünüp iç geçiriyorduk. O akşam kocam, simge ve ben yemekten sonra dışarı çıkarak biraz dolaştık ve eve geldiğimizde bir kaç saat daha oturup yattık.
Ertesi gün olduğunda iş yerine gittim ve bir haftalığına izin aldım. Simge ile şirketten sonra alışverişe çıktık, eskiden olduğu gibi o mağaza senin bu mağaza benim saatlerce dolaştık ve akşam üzeri dört gibi tekrar eve döndük. Simge “çok terledim ben izninle bir duş alayım” diyerek banyoya girmek üzere odasına gidip kıyafetlerini çıkarttı. Odasından çıktığında üzerinde sadece külotu vardı, sütyeni olmadığı için bir zamanlar deliler gibi yaladığım memeleri o kadar dik ve dolgun duruyorlardır ki kendimi tutamadım ve elimi uzatarak simgenin memesini sıkı sıkı tutup “hala çok güzeller” diyerek gülümsedim. Oda gülümseyerek “sen duşa girecek misin, istersen beraber girelim” dedi. İnanın hiç itiraz edecek veya kendimi naza çekecek durumda değildim o yüzden “tamam hemen geliyordum” diyerek bende odama geçtim, üzridekileri çıkartıp sadece külotumla beraber banyoya geçtim.
Simge ile en son beraber duşa girdiğimizde karşılıklı olarak birbirimizin göt deliklerini yalamıştık. Benim aklıma direk olarak o gelmişti tabi simgede “en son duşta neler yaptığımızı hatırlıyor musun” diye sorunca içimdeki arzular iki kat daha artmıştı. Derken külotlarımızıda çıkararak suyun altına geçtik. Önce ben fiskiyeyi elime aldım ve simgenin tüm vücudunu ellerimle okşayarak yıkamaya başladım. Memelerine dokunuyor, amını okşuyor ve götünün arasına elimi sokup bir aşağı bir yukarı hareket ettiriyordum. Simge tüm bunlar yaşanırken ellerini duvara yaslamış ve hafif eğilerek bana doğru domalmış bekliyordu. Önü dönükkende ben onu yıkarken oda elleriyle benim vücuduma dokunup yıkamaya çalışıyordu. Aslında bizim için lezbiyen ilişkimiz çoktan başlamıştı fakat farkına varmamız bir kaç dakikamızı aldı. En sonunda ben dayanamadım ve simgenin yüzü bana doğru dönükken ağzımı memelerine dayayıverdim.
Simgede sanki bunu beklermişcesine başımı sıkı sıkı memelerine doğru bastırarak fısıltılar şeklinde “o kadar çok özlemiştim ki bunu, çok mutluyum şuan” diyerek saçlarımı okşamaya devam etti. Uzun memelerini yaladım ve amını okşadım. Tabi bu değişmeli olarak tekrarlanıyordu. Bir süre sonra birbirimizin memelerini yalamayı bırakıp bornozlarımızı giyerek yatak odasına geçtik. Odadan içeri girer girmez hafif ıslak hafif kuru yatağa geçip hemen 69 pozisyonua giriverdik. Öğrencilik yıllarındada ilişkiye ilk başladığımızda önce 69 pozisyonunda birbirmizi yalar, zevke getirirdik. Yıllar sonra yine aynı pozisyonda ilişki yaşamak beni ölesiye mutlu etmişti. Amını yalarken o kadar çok ıslanmıştı ki pek net hatırlamasamda önceden bu kadar ıslandığını hatırlamıyordum. Aynı şekilde bende çok ıslanmıştım ve simge de aynı şeyi düşünüyormuş meğerse. Ağzı amımdayken birden çekti ve “daha önce bu kadar ıslandığını hatırlamıyorum” diyerek amımı yalamaya devam etti.
Aslında bu pozisyonun hemen sonrasında ilk önce simgenin amını yalamak üzere yatağa yatırıp bacaklarının arasına başımı sokardım ama girdiğimiz 69 pozisyonundan bir türlü çıkmak bilmiyorduk. Hem o hemde ben peş peşe orgazm olmuş, zevkten ve orgazmdan dolayı vücudumuzdaki tüm enerji birden kayboluvermişti. Önce simge orgazm olduğu için bana sıkı sıkı sarılarak titremeye başlamıştı. Amını yaladığım bir anda titremesi ve kendinden geçmesi benimde orgazm olmama neden oldu. O pozisyondan sonra on veya on beş dakika kadar 69 pozisyonunda yatıp dinlendik ama ne o nede ben henüz tatmin olamamıştık. Birbirimize bir türlü doyamıyorduk o yüzden ikinci ilişkimizdede sırayla birbirimizin bacaklarının arasına yerleşerek amlarımızı amlarımızı yalayarak sevişmeyi sürdürdük. İkinci orgazmımızdan sonra tekrar beraber duşa girip temizlendik.
Duştan çıkıpta üzerimizi değişmek üzere ben yatak odasına simgede kendi odasına girdiği anda kocam eve geldi. Pek durumu fark etmedi ama yatak odasına girdiğinde henüz üzerimi tam giymediğim için biraz yakınlaşmaya çalıştı. Benim az önce iki defa deliler gibi orgazm olduğumu bilmediği için kendisinin olduğu gibi benide azgın zannediyordu ama ben o günlük limitimi doldurmuştum bile :). Simge gidene kadar bir hafta boyunca evde öyle güzel günler, öyle zevk dolu saatler yaşadık ki inanın inanarak kendi kendime bile “kocamı aldattım” diyemiyorum çünkü sanki kocamı değilde yıllarca simgeyi kocamla aldatmışım gibi hissediyorum.